A. Gelir İdaresi Başkanlığı Tarafından Verilmiş Özelgeler
Vefa hakkı sözleşmeleri çerçevesinde yapılan işlemlerin vergisel yönden değerlendirilmesine yönelik olarak Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından muhtelif tarihlerde verilmiş olan özelgelere aşağıda yer verilmiştir.
- Antalya Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından verilen 14.12.2023 tarih ve 49327596-125[KVK.ÖZ.2020.90]-282681 sayılı özelge
“… Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, tapuda vefa hakkı şerhi konularak yapılan satış neticesinde, söz konusu gayrimenkulün alan tarafından satılması halinde Türk Medeni Kanununda belirtilen süre dahilinde sadece vefa hakkı tesis edilen kişiye öncelik tanınmasıdır.
Buna göre, aktifinize kayıtlı gayrimenkullerin Şirketiniz lehine vefa hakkı tesis edilmek suretiyle …. A.Ş.'ye devredilmesi durumunda devir işlemi tapuda yeni bir tescil gerektirmekte olup, lehinize vefa hakkı tesisi suretiyle yapılan bu devir işlemi ile gayrimenkul satışı gerçekleşmiş olmaktadır.
Dolayısıyla, söz konusu gayrimenkullerin takibe alınmış kredi borcunuza karşılık olarak ….. A.Ş.'ye devir tarihinin satış işleminin gerçekleştiği tarih olarak kabul edilerek, bu satıştan elde edilen kazancınız dolayısıyla, Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde düzenlenen istisna hükümlerinden yararlanmanız mümkün bulunmaktadır.…”
- Kayseri Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından verilen 15.06.2020 tarih ve 50426076-125[1-2018/20-344]-E.43743 sayılı özelge
“… Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, tapuda vefa hakkı şerhi konularak yapılan satış neticesinde, söz konusu gayrimenkulün alan tarafından satılması halinde Türk Medeni Kanununda belirtilen süre dahilinde sadece vefa hakkı tesis edilen kişiye öncelik tanınmasıdır.
Buna göre; Şirketinizin T.C. Ziraat Bankası A.Ş.'ye "vefa hakkı tesisi" şerhi ile devrettiği gayrimenkullerin devir işlemi tapuda yeni bir tescil gerektirmekte olup söz konusu gayrimenkuller üzerine vefa hakkı tesisi suretiyle yapılan devir işlemi elden çıkarma olarak değerlendirilecektir ve bu devir işlemi nedeniyle elde ettiğiniz kazancın kurum kazancınıza dahil edilmesi gerekmektedir.…
Buna göre, Şirketiniz ile ... arasında düzenlenen akdin Şirketiniz adına kayıtlı bulunan söz konusu gayrimenkullerin, bankadan kullanılan kredinin teminatını teşkil etmesi ve münhasıran bankadan kullandırılan krediye ilişkin olması kaydıyla adı geçen bankaya devir işlemi ile ilgili kısmının damga vergisinden istisna edilmesi gerekmektedir.
Ancak, Şirketiniz lehine vefa hakkı tesis edilmesine ilişkin işlem ile ecrimisil bedeli ödenmesine ilişkin işlemin istisna kapsamında değerlendirilmesi mümkün bulunmadığından, "Vefa (İştira) Hakkı Protokolü" başlıklı kağıdın 488 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca vefa hakkına ilişkin belirtilen bedel ile ecrimisil bedelinin toplanması suretiyle bulunan tutar üzerinden 488 sayılı Damga Vergisi Kanununa ekli (1) sayılı tablonun I/A-1 fıkrasına göre damga vergisine tabi tutulması gerekmektedir.”
- Antalya Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından verilen 29.09.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.07.16.02-DH-2010-67-309 sayılı özelge
“… Buna göre, ... adına kayıtlı iken vefa hakkı ile bankanız tarafından devralınan taşınmazların, ... Maden San. ve Tic. A.Ş.'ce yeniden yapılandırılan kredi borcunun ödenmiş olması nedeniyle, eski malik ve anılan şirket tarafından gösterilen üçüncü şahıs olan ...'e devredilmesine ilişkin olarak tapuda yapılacak tescil işleminin harca tabi tutulması gerekmektedir.”
- Muğla Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından verilen 23.08.2012 tarih ve B.07.1.GİB.4.48.15.01-HK/16-140 sayılı özelge
“…Bu itibarla; ... ilçesi, ... Mahallesi ... ada ... parselde şirketiniz adına kayıtlı bulunan gayrimenkulün, kredinin ödenmemesinden dolayı ipotek alacaklısı olan ... A.Ş.'ye mülkiyetin devri işleminin tapu harcından istisna tutulması gerekmekte olup, düzenlenen akdin ise şirketiniz adına kayıtlı bulunan söz konusu gayrimenkulün, bankadan kullanılan kredinin teminatını teşkil etmesi ve münhasıran bankadan kullandırılan krediye ilişkin olması kaydıyla adı geçen bankaya devir işlemi ile ilgili kısmının damga vergisinden istisna edilmesi gerekmektedir.
Ancak, şirketiniz lehine vefa hakkı tesis edilmesine ilişkin işlemin istisna kapsamında değerlendirilmesi mümkün bulunmadığından, 492 sayılı Harçlar Kanununa ekli (4) sayılı tarifenin I/9 maddesi uyarınca tapu harcına ve 488 sayılı Damga Vergisi Kanununa ekli (1) sayılı tablonun I/A-1 fıkrasına göre vefa hakkına ilişkin belirtilen bedel üzerinden damga vergisine tabi tutulması gerekmektedir.”
- İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından verilen 11.07.2019 tarih ve 97895701-140.04.01 [2018/317]-565767 sayılı özelge
“ …Buna göre; adınıza kayıtlı iken kredi borcuna karşılık … Bankası T.A.O. tarafından devralınan taşınmazın, borcun ödenmiş olması nedeniyle düzenlenen protokol gereği eski malik olarak tapuda adınıza yapılacak devir işlemi sırasında 492 sayılı Harçlar Kanunu'na bağlı (4) sayılı tarifenin I/20-a maddesine göre, devre konu gayrimenkulün emlak vergisi değerinden az olmamak üzere beyan edilen gerçek alım-satım bedeli üzerinden tapu harcı hesaplanması gerekmektedir.”
B. Kurumlar Vergisi Açısından Vefa Hakkı
Borçlar Kanunu ve Medeni Kanun’da vefa hakkına yönelik düzenlemeler çerçevesinde vefa hakkı ile yapılan taşınmaz devri işleminin hukuki niteliğine ilişkin görüşümüz bu işlemin gerçek bir satış işlemi olduğu ve taşınmaz satışında bağlanan sonuçların ortaya çıkması ve vergilendirme işlemlerinin de taşınmaz satışında olduğu gibi gerçekleştirilmesi gerektiği yönündedir.
Vefa sözleşmelerinin yapılmasındaki en yaygın amaç teminatlandırma olup kredi borçlusunun ya da 3. Kişinin kredi borcuna karşılık olarak sahibi olduğu taşınmazı bankaya devretmesi ile tapu sicilinde yapılacak tescil işlemi ile banka taşınmazın maliki haline gelmekte buna karşılık da bankanın kredi alacağı sona ermektedir. Yapılan bu işlem ile vefa sözleşmesiyle satışı yapılan taşınmaz bankanın aktifleri arasında yer almaktadır. Dolayısıyla malik tarafından yapılan işlemin de bir taşınmaz satış işlemi olarak ticari kazanç esaslarına göre tespit edilecek kurum kazancına eklenmesi ve kurumlar vergisi beyannamesine konu edilmesi gerekmektedir. Kurum kazancına eklenen söz konusu taşınmaz satış kazancı üzerinden kurumlar vergisi hesaplanmadan önce ise söz konusu kazancın kurumlar vergisi istisnaları açısından incelenmesi gerekmekte olup vefa sözleşmesi kapsamında yapılan taşınmaz devir işlemlerinin kurumlar vergisi istisnaları karşısındaki durumuna ilişkin değerlendirmelerimize aşağıda yer verilmiştir.
Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5/1-f maddesinde yer alan kurumlar vergisi istisnası uyarınca;
- Alacaklı olan kurumun banka, finansal kiralama, finansman şirketi veya TMSF olması
- Malikin kredi borçlusu olan kurum veya kredi borçlusu kurumlar lehine kefil olanların ya da ipotek verenlerin olması
- Kredi borçlusu kurumun veya kredi borçlusu kurumlar lehine kefil olanların ya da ipotek verenlerin banka, finansal kiralama veya finansman şirketine olan borçları nedeniyle kanuni takibe alınmış olması
durumunda
- Borçlu veya lehine kefil olan ya da ipotek verenlerin taşınmaz satış işleminden elde ettikleri hasılatın borcun tasfiyesinde kullandıkları kısma denk gelen kazançları
- Banka, finansal kiralama ve finansman şirketlerinin yukarıda belirtilen koşullarda sahip oldukları taşınmazları satışlarından doğan kazançlarının %50’si
kurumlar vergisinden istisna edilmiştir.
Taşınmaz satışına ilişkin olarak Kurumlar Vergisi Kanunu’nda yer alan bir diğer istisna hükmü olan 5/1-e maddesinin uygulamasına 15.07.2023 tarihinde yürürlüğe giren 7456 sayılı Kanun ile son verilmiş olmakla birlikte bu Kanuna eklenen Geçici 16’ncı madde hükmü ile bir geçiş düzenlemesine yer verilmiştir. Söz konusu madde hükmü uyarınca vefa sözleşmesi kapsamında banka, finansal kiralama ve finansman şirketlerine olan borçları nedeniyle taşınmazlarını devreden kurumların,
- Taşınmazın aktiflerinde en az 2 tam yıl süre ile kayıtlı olması
- Taşınmazın 15.07.2023 tarihi itibariyle aktiflerinde yer alması
- Satış kazancının istisnadan yararlanan kısmının satışın yapıldığı yılı izleyen 5. Yılın sonuna kadar pasifte özel bir fon hesabında tutulması
- Satış bedelinin tamamının satışın yapıldığı yılı izleyen 2. Yılın sonuna kadar tahsil edilmesi durumunda
taşınmaz satışından elde ettikleri kazancın %25’i kurumlar vergisinden istisnadır.
Taşınmazların yukarıda belirtilen şartlara uygun olarak kredi borçlarının kapatılması amacıyla vefa sözleşmesi ile banka, finansal kiralama ve finansman şirketlerine devredilmesi durumunda kredi borcu nedeniyle kanuni takip işlemlerinin başlatılmış olup olmamasına göre yararlanılabilecek kurumlar vergisi istisna hükümlerine 5520 sayılı Kanun’un 5’inci maddesinin iki ayrı fıkrasında yer verilmiş olup taşınmaz devri ile kapatılan kredi anapara/faiz tutarlarının taşınmaz satış hasılatı olarak değerlendirilmesi ve Kurumlar Vergisi Kanunu’nda yer alan koşullara göre tespit edilecek kazanç tutarına yine kanunda belirtilen oranda kurumlar vergisi istisnaları uygulanması mümkündür.
Kredi borcunun kanuni takibe alınmış olması durumunda gerek taşınmazın ilk maliki gerekse de taşınmazı devralan banka tarafından vefa sözleşmesi gereği yapılan taşınmaz devirlerinde kurumlar vergisi istisnasının uygulanması açısından şartlar öngörülmemiş olmasına rağmen takip işlemi başlamamış olması durumunda yapılan devir işlemlerinde hem banka hem de malik tarafından yapılan satış işlemlerinde sağlanması gereken birden çok koşul bulunmaktadır.
Yukarıda yer alan özelgelerden de görüleceği üzere Gelir İdaresi Başkanlığı’nın konu ile ilgili görüşü vefa sözleşmesi ile yapılan satış işleminin gerçek bir taşınmaz satışı gibi değerlendirilmesi gerektiği şeklinde bizim görüşümüz ile paralel olup sektörde yapılan bu işlemin inançlı işlem olması nedeniyle gerçek bir taşınmaz satış işlemi gibi değerlendirilmemesi gerektiği yönünde görüşler (Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından verilen ancak mevcut durumda özelge havuzunda yer almayan 2013 tarihli özelge ile verilen görüş de bu yöndeydi) olduğu da bilinmektedir.
C. Gelir Vergisi Açısından Vefa Hakkı
Banka, finansal kiralama ve finansman şirketlerine olan borçlar nedeniyle vefa hakkı kapsamında yapılan taşınmaz devirlerinde taşınmaz sahibinin gerçek kişi ve/veya gelir vergisi mükellefi olması durumunda satış işleminin vergisel etkilerinin Gelir Vergisi Hükümleri çerçevesinde değerlendirilmesi gerekmektedir.
Gelir Vergisi Kanunu’nda taşınmaz satış kazancına ilişkin hükümler kişinin mükellefiyet durumuna göre farklılık göstermektedir. Ticari faaliyet kapsamında yapılan bir taşınmaz devri söz konusu ise değerlendirmenin ticari kazanca ilişkin hükümler çerçevesinde ticari/zirai/serbest meslek faaliyeti yönünden mükellefiyeti olmayan bir kişi açısından ise değerlendirmenin diğer kazanç ve irat çerçevesinde yapılması gerekmektedir.
Ticari/zirai ve mesleki faaliyeti nedeniyle gelir vergisi mükellefi olanlar tarafından vefa hakkı sözleşmesi kapsamında kendi borçlarına ya da kefil oldukları veya ipotek verdikleri kredi borçlarına karşılık banka, finansal kiralama ve finansman şirketine yapılacak olan taşınmaz devirlerine ilişkin olarak özel bir istisna hükmü bulunamamakta olup Gelir Vergisi Kanun hükümleri uyarınca tespit edilen kazancın vergiye tabi tutulması gerekmektedir.
Gelir vergisi açısından mükellefiyeti bulunmayan gerçek kişiler tarafından yapılan devirlerde ise;
- Taşınmazın ivazsız olarak iktisap edilmiş olması veya
- Taşınmazın iktisap tarihinden başlayarak 5 yıl geçtikten sonra devredilmesi
durumunda elde edilen kazanç gelir vergisinin konusuna girmeyeceğinden vergiye tabi olmayacaktır. Gelir vergisinin konusuna giren bir devir yapılması durumunda ise elde edilen kazancın 2024 yılı için 87.000 TL’si gelir vergisinden istisna edilecektir.
Dolayısıyla gelir vergisi mükellefleri açısından Kurumlar Vergisi Kanunu’nda düzenlenen nitelikte özel bir istisna hükmü bulunmamaktadır.
D. Damga Vergisi Açısından Vefa Hakkı
Damga Vergisi Kanunu’nun 9’uncu maddesinde Kanuna ekli (2) sayılı tabloda yer alan kağıtların damga vergisinden istisna olduğu düzenlenmiştir.
Kanuna ekli (2) sayılı Tablo’nun IV-Ticari ve Medeni İşlerle İlgili Kağıtlar bölümünde yer alan bazı kağıtlar ise aşağıdaki gibi düzenlenmiştir.
23- ) Bankalar, yurt dışı kredi kuruluşları ve uluslararası kurumlarca kullandırılacak kredilere, bunların teminatlarına, geri ödenmelerine, devrine ve krediden doğan alacakların temlikine ilişkin kâğıtlar ile bu kâğıtlar üzerine konulacak şerhler (kredilerin kullanımları hariç)
30- ) Finansman şirketlerince kullandırılacak kredilere, bunların devrine, teminatlarına ve geri ödenmelerine ilişkin kâğıtlar ile bu kâğıtlar üzerine konulacak şerhler (kredilerin kullanımları hariç)
35- ) 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (12) numaralı bendi kapsamındaki işlemler nedeniyle düzenlenen kâğıtlar
Damga vergisinin konusuna giren vefa sözleşmesi kredi borcunun ödenmesi amacıyla düzenlenen bir kağıttır bu çerçevede de Kanuna ekli (2) sayılı tablonun 23 ve 30. Sırası uyarınca damga vergisinden istisna tutulması gerekmektedir.
Hatta (2) sayılı tablonun 35. Sırasında yer alan istisna hükmü de söz konusu vefa sözleşmelerinin damga vergisinden istisna edilmesine imkan vermektedir. Zira 35. Sıra da düzenlenen istisna hükmü 5422 sayılı Kanun’un 8/1-12. Maddesi ve 5520 sayılı Kanun’un Geçici 1/5 maddesi uyarınca kurumların aktiflerinde bulunan taşınmazların satışı ve borçlarına karşılık banka, finansal kiralama ve finansman şirketlerine devrine yönelik istisna düzenlemesini içeren Kurumlar Vergisi Kanunu madde 5/1-e,f maddeleri uyarınca yapılan sözleşme damga vergisine ilişkindir. Dolayısıyla satış işlemi ile yapılan vefa sözleşmesi arasındaki illiyet bağı kurulduğu müddetçe -ki sözleşmenin isminin “geri alım hakkı” olması bu illiyet bağının varlığını göstermektedir kanaatindeyiz- vefa sözleşmesinin da damga vergisinden 35. Sıra uyarınca da istisna tutulması gerektiği görüşündeyiz.
Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından verilen özelgelerde satış işlemine ilişkin yapılan sözleşme için damga vergisi istisnası öngörülmüş olmasına rağmen vefa hakkı tesisine ilişkin olarak sözleşmeler bu kapsamda değerlendirilmemiştir. Ancak yukarıda belirtilen istisna hükümlerine bakıldığında yorumlamanın oldukça dar ve olayın özüne aykırı olarak yapıldığı düşünülmekte olup bu çerçevede işlemi olan mükelleflerin ihtirazi kayıtla beyanname vermelerinin faydalı olacağı düşünülmektedir.
E. Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi Açısından Vefa Hakkı
Gider Vergileri Kanunu’nun 28’nci maddesi uyarınca banka tarafından tahsil edilen ve/veya banka adına tahakkuk eden bir paranın BSMV’ye tabi olabilmesi için;
- Banka tarafından yapılan ve Finansal Kiralama Kanunu dışında kalan bir işlemin karşılığı olması
- Nakden veya hesaben banka lehine alınmış bir para olması
gerekmektedir. Bu şartlardan yalnız birinin sağlanmış olması BSMV açısından vergiyi doğuran olayın gerçekleştiğini göstermez.
Gider Vergileri Kanunu’nun 28’inci maddesi uyarınca BSMV açısından vergiyi doğuran olayın gerçekleştiği tespit edildikten sonra BSMV hesaplanabilmesi için gereken diğer bir koşul ise yapılan işlemin Gider Vergileri Kanunu’nun 29’uncu maddesi uyarınca BSMV’den istisna edilmemiş olmasıdır.
Damga Vergisi Kanunu’nda yer alan istisna hükmüne benzer bir hüküm Gider Vergileri Kanunu’nun 29/1-v maddesinde yer almakta olup “5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (12) numaralı bendi kapsamındaki işlemler dolayısıyla lehe alınan paralar.” şeklindeki istisna hükmünde yer alan 5422 sayılı Kanun’a yapılan atıf nedeniyle bankaların vefa sözleşmesi kapsamında aldıkları taşınmazları aktiflerinde 2 yıl süreyle tutup 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5/1-e ve Geçici 16. maddeleri uyarınca istisna uygulayıp satmaları veya aynı Kanunun 5/1-f maddesi uyarınca takibe konu edilen alacaklar nedeniyle borçludan, kefil veya ipotek verenlerden vefa kapsamında devredilen taşınmazları satışa konu etmeleri neticesinde lehlerine bir para kalması durumunda bu paranın BSMV’den istisna edilmesi gerekmektedir. Burada BSMV’den istisna edilecek tutarın kurumlar vergisi istisnası uygulanan tutardan farklı olarak işbu Kanun’un 29/1-v maddesi uyarınca belirlenmesi gerektiği de gözden kaçırılmamalıdır.
F. Tapu Harcı Açısından Vefa Hakkı
Tapu ve kadastro harçları Harçlar Kanun’un Dördüncü kısmında düzenlenmiş olup tapu harcından müstesna tutulan işlemler Kanunu’nun 59’uncu maddesinde düzenlenmiş olup Kanun’da yer alan tüm harçlar açısından genel muafiyet ve istisna düzenlemelerine ilişkin hükme de Kanun’un 123’üncü maddesinde yer verilmiştir.
Söz konusu maddenin (3) numaralı fıkrasında yer alan “…bankalar, finansman şirketleri, yurt dışı kredi kuruluşları ve uluslararası kurumlarca kullandırılacak kredilere, bunların teminatlarına ve geri ödenmelerine ilişkin işlemler (yargı harçları hariç) bu Kanunda yazılı harçlardan müstesnadır” şeklindeki hüküm uyarınca vefa sözleşmesi kapsamında yapılan taşınmaz devri nedeniyle ödenmesi gereken tapu harcı için Harçlar Kanunu’nun 123/3. Maddesi uyarınca istisna uygulanması gerekmektedir. Söz konusu istisna kredinin geri ödenmesine ilişkin olup bankaya devredilen taşınmazın vefa sözleşmesi uyarınca tekrar eski malike devredilmesi durumunda ise istisna uygulanması söz konusu olmayacaktır.
İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nın yukarıda yer alan 2019 tarihli özelgesindeki görüşü de bu yöndedir.
G. Katma Değer Vergisi Açısından Vefa Hakkı
Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 1’inci maddesinde Türkiye’de yapılan işlemlerin KDV’nin konusuna girdiği belirtilmiş olup bu işlemlerden bazıları ise aşağıdaki şekilde belirlenmiştir.
“…1. Ticarî, sınaî, ziraî faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetler,…”
Dolayısıyla yapılan bir teslim ya da hizmetin KDV’ye tabi olduğundan bahsedebilmek için öncelikle Kanun’un 1’inci maddesi uyarınca konuya girdiğinin tespit edilmesi sonrasında ise muhtelif kanun maddeleri uyarınca KDV’den istisna tutulmaması gerekmektedir.
Vefa sözleşmesi kapsamında bankalara olan kredi borçlarının kapatılmasına yönelik olarak yapılan taşınmaz devirlerinin KDV Kanunu karşısındaki istisna durumunu değerlendirebilmek için dikkate alınması gereken madde hükümleri ise17/4-r ile Geçici 43’üncü maddedir.
KDV’nin konusunu belirleyen madde hükümleri çerçevesinde istisna maddesini değerlendirdiğimizde;
- Ticari, zirai ve mesleki faaliyet kapsamında yapılmayan vefa sözleşmesi kapsamındaki devirler için KDV hesaplanmayacaktır zira bu işlem KDV konusuna girmemektedir.
- Ticari, zirai ve mesleki faaliyet kapsamında ya da kurumlar vergisi mükellefleri tarafından yapılan vefa sözleşmesine konu taşınmaz devirlerinin KDV’den istisna olabilmesi için;
- Taşınmazın kurum aktifinde en az iki yıl süreyle bulunmuş olması
- Taşınmazın 15.07.2023 itibariyle kurum aktifinde yer alması
veya
- Bankalara, finansal kiralama ve finansman şirketlerine olan borçlara karşılık devredilmesi
- Taşınmazın borçlulara veya kefillerine ait olması
gerekmektedir.
Vefa sözleşmesi ile kredi borcuna karşılık olarak bankalara ticari-zirai ve mesleki faaliyet kapsamında yapılan devirlerin yukarıda belirtilen koşulları sağlaması durumunda kurumlar vergisi istisnasına yönelik olarak ilgili bölümde açıkladığımız gerekçelerle söz konusu satış işleminin KDV’den istisna tutulması gerekmektedir.
H. Emlak Vergisi Açısından Vefa Hakkı
Taşınmaz devir işlemi ve akabinde yapılan tapu siciline tescil ile söz konusu taşınmazın maliki kredi alacaklısı konumundaki banka, finansal kiralama ve finansman şirketi olmaktadır.
Emlak vergisi Kanunu’nun 3’üncü maddesi uyarınca verginin mükellefinin binanın sahibi olduğu dikkate alındığında vefa sözleşmesi çerçevesinde devir alınan taşınmazların emlak vergisinin, vefa sözleşmesine konu taşınmazlar mülkiyetlerinde bulunduğu süre boyunca banka, finansal kiralama ve finansman şirketi tarafından ödenmesi gerekmektedir.
İ. Değerli Konut Vergisi Açısından Vefa Hakkı
7194 sayılı Kanun ile Emlak Vergisi Kanunu’na eklenen Dördüncü Kısım ile “Değerli Konut Vergisi’”ne ilişkin hükümler vergi mevzuatımıza dahil olmuştur.
Verginin konusu Kanun’un 49’uncu maddesinde “Türkiye sınırları içinde bulunan ve bina vergi değeri 9.967.000 TL üzerinde olan mesken nitelikli taşınmazlar” şeklinde belirtilmiştir.
Ticari faaliyetle iştigal eden kurumların aktifinde mesken nitelikli taşınmazların bulunmaması genel olarak beklenmekle birlikte özellikli durumların varlığında değerli konut vergisine ilişkin değerlendirmenin yapılması önem arz etmektedir. İşbu yazımızın konusu kapsamında bankalar tarafından vefa sözleşmeleri çerçevesinde aktife alınan taşınmazların değerli konut vergisi karşısındaki durumlarının değerlendirilmesinin bu açından gözden kaçırılmaması gerekir.
Tuğba ÖZ YİLMAZ